Gebelikte Grip ve Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Gebelikte Grip ve Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Burun, sinüsler, yutak ve gırtlak denilen kısımların tümünü kapsayan alana üst solunum yolları ve bunların enfeksiyonunu da Üst Solunum Yolları Enfeksiyonu (ÜSYE) denir. Bu alan kulak ve alt solunum yolları ile de bağlantılı olduğundan, üst solunum yollarının enfeksiyonu bu bölgeleri de etkiler. 

Soğuk algınlığı, grip, farenjit, sinüzit, larenjit gibi iltihaplar üst solunum yollarında enfeksiyon oluştursalar da, sinüzit veya bazı spesifik iltihaplar gribal enfeksiyon kavramının dışında tutulurlar. ÜSYE denince ilk akla gelen soğuk algınlığı ve griptir ve farenjit bunlara eşlik eder. ÜSYE’ye virüsler neden olsa da bazen bakterilerin de enfeksiyona yol açtığı görülür. 

Sonbahar ve kış aylarında doğada görülen mikropların doğada görülme sıklığı artar ve kapalı yerlerde uzun süre kalınması, kapalı yerlerin iyi havalandırılmaması, soğuğun vücut direncini düşürmesi, sigara dumanı, yetersiz beslenme gibi sebeplerle bu mevsimlerde ÜSYE artar. 

Grip ve soğuk algınlığı birbirine çok sık karıştırılsa da temelde ikisi birbirinden farklıdır. Her ikisinin sebebi virüstür ancak gribe influenza A, B, C adı verilen virüsler sebep olurken, soğuk algınlığına iki yüzden fazla virüs çeşidinden biri sebep olabilmekte, grip tüm vücudu etkilerken, soğuk algınlığı sadece burunu etkiler. 

Virüsü taşıyan kişi hapşırdığında sahip olduğu virüsler havaya karışır, sağlıklı bireye göz, burun ve ağzından bulaşır. Belirtilerin görülmeye başlandığı ilk 2 gün civarı bu hastalığın en bulaşıcı dönemidir. Eğer hasta kişi eli ile burnunu sildikten veya hapşırdığında eliyle ağzını kapadıktan sonra başka biriyle el sıkıştıktan sonra, elini sıktığı kişi elini ağzı, burnu veya gözüne götürürse hastalığı almış olur. 

Soğuk algınlığın belirtileri; burun akıntısı, hapşırma, öksürük, hafif başağrısı, hafif ateş, gözlerde sulanma, kulak ağrısı iken, gribin belirtileri; kas ağrısı, kuru öksürük, burun tıkanıklığı, soluk almada güçlük, burun akıntısı, ateş, titreme, şiddetli olabilen baş ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluktur. 

Grip Aşısı

Gebe olmak üst solunum yolları enfeksiyonuna yakalanma ihtimalini arttırmaz. Ancak gebeler ÜSYE’ye yakalandıklarında normal insanlara göre, gebelikle birlikte bedenlerindeki bağışıklık, dolaşım ve solunum sisteminde değişiklikler olduğundan dolayı, komplikasyonlar açısından yüksek risk grubuna girerler. Ayrıca gebeliğin son günlerinde ÜSYE’ye yakalanan annenin doğumdan sonra bu hastalığı bebeğe geçirme riski artar. 

 Grip aşısı canlı bir virüs içermediğinden gebelikte ve emzirme döneminde kullanılabilen güvenli bir aşıdır. Normal şartlarda gebeliğin ilk 3 ayın sonunda, ancak şeker, astım, hipertansiyon gibi hastalıkların varlığında gebelik ayına bakılmaksızın yapılması önerilir. Aşı sonrası annede gelişen antikorlar bir miktar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı koruyacaktır. Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 1-2 hafta sonra başlar ve koruyuculuğu %70-90 arasında değişir. 

Grip aşısı, hafif ateş, halsizlik ve nadiren de alerjik reaksiyona neden olabilir. Aşı ancak 1-2 hafta sonra etkisini göstereceğinden aşı olduktan sonra bu zaman geçene kadar gribe yakalanma ihtimali vardır. Yumurtaya karşı alerjisi olanlara grip aşısı yapılmamalıdır. Grip veya soğuk algınlığı için etkili bir tedavi yoktur ve maalesef yakalandıktan sonra hiçbir şey hastalık süresini kısaltmaz. Sadece daha az rahatsızlık verecek şekilde atlatılması sağlanır. 

Grip ya da soğuk algınlığında yapılması gerekenler nelerdir?

  • Antibiyotiklerin bu hastalıklarda herhangi bir tedavi edici özelliği bulunmadığından kullanılmamalıdır. 
  • Salgın dönemlerinde kapalı ve kalabalık yerlerde uzun süre kalınmamalıdır. 
  • En iyi ve en etkili destek tedavisi istirahattir. Eğer mümkünse yatak istirahati yapılmalıdır. 
  • Yatarken başınızı yukarıda tutmak (2 yada daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır. 
  • Bulunulan ortamın yeteri kadar sıcak olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmelidir. 
  • Havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır. 
  • Yeteri kadar sıvı alımı son derece önemlidir. Gebe kadın günde en az 10 bardak sıvı almalıdır. Alınan sıvı su veya meyve suyu olmalıdır. 
  • Boğaz ağrısını gidermek için pastil kullanılabilir. 
  • Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu vb. kullanılabilir. 
  • Sinüs bölgelerinde (elmacık kemikleri ve gözler üstünde) ağrı varsa kompres uygulanmalıdır. 
  • Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.


Benzer Yazılar

Daha yeni Daha eski